Sıradan sabahların mahmurluğuna alışmışlar için,
bir şafak vakti aniden geçmişinden ve bugününden vazgeçmek,
ve içinde her nasılsa saklamayı başarmış bir yarın heyecanının kanadına
tutunarak havalanmak cesaret ister.
Kurulu düzen öylesine rahat, öylesine huzur doludur ki,
ruhuna gömülü çocuğu, yıllarca kınında beklemiş keskin bir kılıç gibi
uyandırıp dört nala ilerlemek, yaman bir karara dönüşür.
Zordur insanın onca zaman bunca emekle kurduğu ne varsa hiçe sayıp, mağlup
ama mağrur bir komutan edasıyla yeni seferlere niyetlenmesi...
Bugüne yenik düşenler, yarını sadece hoş bir hayal olarak düşleyip, dünde
yaşarlar.
Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan gemilerle, arkalarında
külden köprüler bırakarak, meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar....
Yıkılan sırat köprüsüdür....
Geçer ve orada kalırsınız:
cennetse cennet, cehennemse cehennem...
Dönüşü yoktur....
Can Dündar